Seyahatin 4. Günü: 04.07.2012 Pazartesi Sabah LİTVANYA - TRAKAİ
Polonya şehirleri Łomża ve Suwałki üzerinden Litvanya’nın başkenti Vilnius’a gitmek için yola çıktık.
Suwalki’de bir AVM’de durarak ihtiyaçlarımızı giderdik. Kimi yemek yedi kimi alışveriş yaptı. Ben ilaç aldım. İlgimi çeken döner ve kebapçı dükkanları idi.
Yol üzerinde göller bölgesinde Trakai isminde Litvanya'da bulunan tarihi ve turistik bir şehri görmeye gittik. Tarihi boyunca şehirde Karaylar, Tatarlar, Litvanyalılar yaşamış. Karaylar Orta Asya’dan gelen en eski Kıpçak kavmine ait Türk topluluğu. Karaizm Museviliğin bir mezhebidir. Museviliğin 10 Emir kurallarıyla Gök Tengri dininin sentezi gibidir. Az sayıda Karay Türkü’nün büyük kısmı 600 yıldır Litvanya’nın Trakai, Vilnius ve diğer bölgelerinde yaşıyor. Kırım Savaşı’ndan ülkesine dönen Grandük Vytautas 1398 yılında beraberinde asker ve sivillerden oluşan Karay ve Tatar aileler getirmiş. Karay aileler Trakai’de iki kale arasında kalan alana yerleştirilmiş. Asker olanlar her iki kaleyi ve Ada Kale’ye giden köprüleri korumakla görevlendirilmiş. Tatarlar ise şehrin güney ve batı girişi yakınına şehri korumaları için yerleştirilmiş. Ancak Tatarlar daha sonraki yüzyıllarda Trakai’den ayrılmışlar. Hâlen az sayıda Tatar Vilnius’a 40 kilometre uzaklıktaki Kırk Tatarlar (Keturiasdesimt Totoriu) köyünde yaşıyor. Değerli yazarlarımızdan Refik Halit Karay’ın soyadından da anlaşılacağı gibi Karay Türkleri’nden olduğu biliniyor. Karaylar’ın konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dâhil. Ancak kasabada bu dili bilen az sayıda Karay kaldığı için günümüzde onlarla Türkçe anlaşmak mümkün değil.
Otobüsten indikten sonra Karaimu Caddesinden yürüyerek Trakai Tarih müzesini geçip saksılarında çok güzel çiçeklerin olduğu harika Karay evleri önünden Trakai Kenesa’sı yani tapınağından sonra köprülerle birbirine bağlanan iki adanın göründüğü göl kıyısına geldik.
Gölde elektrikli teknelerle ve yelkenlilerle gezilebiliyor. Su çok temiz.
Buraya gelmişken kıyıda oturup buranın meşhur yiyeceği dışı sert poğça, içi çiğ börek gibi Kıbın yemek ve Litvanya’nın Vilkmerge birasını içmeden olmaz. Havanın ve gölün güzelliği biranın keyfi ile iyi ki buradayım dediğim anlardan biri oldu.
Sonra 100 m. uzunluğundaki köprülerden yürüyerek kaleye gittim ancak geç olduğu için sadece avlusunu görebildim. Kale Galve Gölü'nün ortasında yer alıyor. İnşası 14. yüzyılda Trakai Dükü Kęstutis tarafından başlatılan kale, 1409 yılında oğlu Vytautas tarafından tamamlanmış. Daha sonra otobüsümüze binip Vilnius’a doğru devam ettik.
Comentários