2001 yılının Aralık ayında 14 gün boyunca bir çok şehrini eşimle birlikte gezdiğimiz Çin Seyahatimizi sizlerle paylaşak istiyorum. Bir tur şirketi ile anlaşarak yaptık bu seyahati, şansımıza bu turda biz dahil 8 kişiydik bu da sakin, telaşsız, zaman kaybı yasamadan keyifli bir deneyim yaşattı bize. Üstelik tur ücretine üç öğün yemek ve tüm turlar dahildi. Seyahatimizin rotasinda Sanghay-Hangzhou-Suzhou-Wuxi-Nanjing-Xian ve Pekin vardı.
Türk Hava Yolları ile direkt olarak Sanghay’a uçtuk. Otele yerleştikten sonra o zaman Asya’nın en yüksek binası olan Jin Mao Tower binasına çıktık.
Ertesi gün Huangpu Nehrin de bir tekne gezisi ile Kırmızı Yangpu Köprüsü sonrada Zümrüt Buda tapınağı gezildi. Buradaki Zümrüt Buda heykeli tek parça 1 tonluk zümrütten yapılmış. İnsanlar bu tapınaklarda ellerine aldıkları uzun tütsü çubuklarını yaktıktan sonra bu çubukları havaya kaldırarak dört bir yana dönerek dua ederek ibadetlerini yapıyorlar. Sonra gidilen Shangay Sanat Müzesi’nde birçok eser yanından 56 etnik gruba ait geleneksel kıyafetler ilginçti.
Ertesi gün Hangzhou’ya hareket, Çin’in en güzel göllerinden Batı Gölünde tekne gezisi, Çay üretim alanları gezisi. Yeşil Çin çayı geleneksel olarak sıcak tavada elle kavruluyor. Diğer Gün Çin’deki en büyük dört tapınaktan biri olan 1.700 yıllık Lingyin Buda Tapınağı, mağaraları ve pagodaları, eski ev görüntüsü verilmiş turistik alışveriş sokağı Hu Qing Yu Tang ve ayrıca aynı yerde bir müze olan geleneksel bir Çin eczanesi ziyaret edildi. Bu eczanelerde her türlü bitki ve muhtelif hayvan uzuvları mesela kaplan kemiği ve gergedan boynuzu ilaç olarak satılıyor.
Hangzhou’dan Suzhou’ya giderken yol güzergahında eski bir kanal şehri olan Doğu’nun Venedik’i 55 köprülü Tongli’yi çekçeklerle gezdik. Öğleden sonra Dünya Miras Listesinde yer alan Liu ya da Lingering Garden görüldü. 400 yıllık ve 23.000 m2 lik bir alanı kapsayan geleneksel Çin bahçe mimarisinin güzel bir örneği.
Suzhou (Sucou) şehrinde Çanları ile ünlü Hanshan Budist Tapınağı ve Pagodasın da yeni yıl arifesinde, çan yeni yılın mutluluğu ve güvenliği ve dua etmek için tam 108 kez çalınırmış. Törenden sonra ziyaretçiler yeni yıl dileklerini dua duvarına yazabiliyor. Oradan sonra bin yıllık bir geçmişi olan eski büyük kanalın (Jing Hang) bir kısmında tekne gezisi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Büyük Kanal 1.776 Km uzunluğunda dünyanın en uzun kanalı veya yapay nehri. Pekin'den başlayarak Sarı Irmağı, Yangtze Nehri ile birbirine bağlayarak Hangzhou şehrine kadar geliyor.
Suzhou şehri ayrıca bir ipek cenneti. Burada ipek üretim atölyelerinde ipek böceğinden nasıl ipek elde edildiğini gözlemleyip ayrıca ipek elbiselerden oluşan bir moda defilesi izlendi. Sonrada Master-of-Nets Garden öteki adıyla Wang Shi Yuan bahçesi. Bu ismi (Ağların efendisi) bürokratlıktan bıkan ve kendini bir balıkçı olarak adlandıran sahibinden alıyor. Göletinde Yinjing Köprüsü adı verilen küçük bir taş köprü var. Genişliği 30 santimetreden az.
Suzhou’dan Nanjing’e geçerken yol üzerinde ki Wuxi şehrine ve Çin’in üçüncü büyük gölü olan Taihu gölüne ve kaplumbağa kafası parkına uğradık. Karşısındaki adaları kaplumbağa gövdesi ve kafasına benzettikleri için bu isim verilmiş. Bu gölde 90 kadar ada bulunmakta. Ayrıca Mao’nun yazlığı olduğu söylenen bir takım binalar var. Oradan yine Wuxi’ye yakın 88 metre yüksekliğinde yaklaşık 700 ton ağırlığında dünyanın en büyük Buddha heykeline gidildi. Sonra da biraz alışveriş olsun diye inci üretim tesislerini ve toprak çaydanlık üretim yerlerini gördük. İncinin normalde her istiridye de bir tane olduğunu ancak endüstriyel tesislerde içine küçük et parçaları koyarak istiridyenin daha çok inci üretmesinin sağlandığını öğrendik, önümüzde açtıkları 3 yıllık bir istiridyeden muhtelif boyutlarda 25’ye yakın inci çıktı. Ayrıca yaptıkları toprak çaydanlıkların 2400 yıldan beri yapıldığını ve bir insanı taşıyacak kadar sağlam yapıldığını üstüne çıkarak test ettik. Oradan Xihui Park’a geçtik. Bu park 1958 yılında kurulmuş olup, kente, bitişik Büyük Kanal'a ve yakındaki Tai Gölü'ne bakan şahane manzaralara sahip. Geceyi Nanjing’de geçirdik.
Nanjing’te ilk iş olarak Çin’in Atatürk’ü Dr.Sun Yat sen’in anıt mezarı. Ana girişten sonra 392 basamaklı merdivenle tırmanarak mozolenin bulunduğu binaya ulaşılıyor. Mozole yaklaşık 10 metre derinde yerden 4.6 metre yüksekliğinde İtalyan beyaz mermerinden yapılmış. Oradan çıkıp İmparator yolundan aslan, deve, fil, at gibi çok sayıda hayvan heykeli arasından yürüyerek 1405'te Ming İmparatoru Zhu Yuanzhang için inşa edilen anıt mezar Ming Xiaoling Mausoleum. Ancak tadilat nedeniyle kapalıydı göremedik. Yeşim taşı imalat atölyelerine, oradan dünyanın en uzun üçüncü nehri Yangtse üzerindeki çelikten yapılmış hem tren hem de araba için kullanılan çift katlı köprüye. Mao heykeli pek yaygın değil ancak burada bir tane gördük. Oradan bir parka oradan da yine otantik görünümlü turistik alışveriş sokaklarına ve Nanjing Konfiçyus tapınağı. Aylardan Aralık olduğundan bütün gün yağmur yağdı.
Nanjing gezisi ertesi gün Qixia Budist tapınağı ile başladı. MS.489 senesinde inşaa edilmiş olup Çin Budist heykel sanatı koleksiyonuyla ünlü kayalarda yaklaşık 700 heykel var. Japonların yaptığı Nanjing Katliamı sırasında tapınak, katliamdan kaçan 24.000'den fazla sivil için dört aylık geçici bir sığınak olmuş. Olay, 1937'de Qixia Tapınağı filminde yeniden canlandırılmış ve bu da tapınağa yapılan ziyaretin artmasına sebep olmuş. Oradan Nanjing Müzesini gezmeye gittik. 70.000 m2 alanda 400.000 parça ile Çin’in en büyük müzelerinden biri. Çin uçurtmaları, etnik kıyafetler, porselen koleksiyonu ve 3000 yıllık bronz eşyalar çok güzeldi.
Akşam uçakla Nanjing’den Xian Kentine uçtuk. Akşam dinlendikten sonra sabah rotamız buraya gelme sebebimiz olan ünlü imparatorluk terra-cota savaşçıları. MÖ 246 yıllında ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang’ın mezarına koruyucu olarak toprak ve kilden her biri diğerinden farklı yaklaşık 2 metre boyunda 8.000 asker,130 savaş arabası,150 süvari atı yapılmış. Ayrıca bronz heykellerde var. Bu yaklaşık 30 yıl sürmüş ve 700.000 işçi çalıştırılmış.
Çin’de bıyıklı insanın olmamasına karşın buradaki toprak askerlerin bıyıklı olması ilginç. 1974 senesinde bir çiftçi tarafından şans eseri olarak bulunmuş. Mutlaka görülmesi gerekenler listesinde ilk sıralarda olmalı.
Oradan Hua Qing Termal Tesisleri,buradaki 85 bin m2 genişliğindeki hanedan sarayının ve termal havuzların imparatorlar ve aileleri tarafından altı bin yıldır kullanıldığı ancak bugünkü adını Tang hanedanı döneminde aldığını sonradan tamamen yıkılıp 1959 tarihinde eskiye sadık kalınarak tekrardan inşa edildiğini öğreniyoruz. Biz gittiğimizde dağlarda kar vardı ve termal olmayan havuzlar donmuştu. Huaqing Sarayı'nın yaşanan tartışmasız en ünlü aşk hikayesi Tang hanedanı imparatoru Xuanzong ile eşi Yang Guifei arasındaki romantik hikayedir. Çıkan bir isyanda toplanan komite imparatorun çok sevdiği eşini intihara zorlamış ve imparatorda bunu engelleyememiş. Sonrada Banpo kazı alanına gittik. 4500 yıl öncesi Neolitik yerleşim yeri 1953 senesinde keşfedilmiş. Arkeolojik kanıtlar, buradaki yaşamın ana erkil olduğu ve taahhütsüz cinsel ilişkileri yaşadıklarını kuvvetle gösteriyor. Erkekler geceleri kadınların evlerini ziyaret eder, onlarla yatar, sonra sabahları annelerinin evine dönmek ve annelerinin arazisinde çalışmak için ayrılırlarmış. İçeri yan yatan kocaman çıplak bir kadının karnından girmiştik konuyu sonradan anladık.
Ertesi sabah Tang Hanedanlığı dönemi 648/649 yılında inşa edilmiş 64 metre yüksekliğindeki Dev Vahşi Kaz Pagodasını ziyaret ile güne başladık. Bu pagodanın işlevlerinden biri Budist keşişi, bilim adamı, gezgin ve çevirmen Xuanzang tarafından Hindistan'dan Çin'e getirilen Gautama Buda'nın sutralarını ve heykelciklerini saklamakmış. Sonra Ming Hanedanlığı dönemi Xian şehir duvarlarına çıktık. Bu şehir duvarları Çin kentleri içinde en eski, büyük ve en iyi korunmuş olanlardan birini temsil etmekteymiş. İlk Ming Hanedanlığı İmparatoru Zhu Yuanzhang'ın egemenliği altındayken askeri savunma sistemi olarak inşa edilmiş. Duvar yaklaşık 14 km2’lik bir alanı kaplamakta.
Oradan Xian kentindeki yaklaşık 50.000 Han müslümanın yaşadığı Müslüman mahallesine ve Ulu Cami. Bu Çin'deki en büyük cami 742 yılında inşa edilmiş. 12.000 metrekare alanda yerleşik olup, beş avlusunda yirmiden fazla bina barındırıyor. Tabii alıştığımız camii burada görmek mümkün değil daha çok Budist tapınağına benziyor. Sonrasında tekrar havalimanına gidip bu sefer Pekin’e uçtuk.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra dünyanın en büyük şehir meydanı olan, aynı anda 1 milyon kişi alabilmesi ile meşhur Tiananmen meydanı. Meydanın batısında Parlamento Binası doğusunda Çin Ulusal müzesi ortada 38 m. yükseklikteki “Halk Kahramanları” anıtı ve Mao Zedong Mozolesi var. Ön kısmında ise Yasak Şehir var. Yasak şehir, Ming ve Qing hanedanının 500 yıl boyunca 24 imparatorun yaşadığı geçmişte sıradan insanlara yasak olan saray. Başka yerde rastlamadığımız Mao’nun resmini Yasak Kentin Tiananmen meydanına bakan en dış kapısında asılı gördük. Saray 720.000 m²'lik bir alana yayılmış ve 8.707 odalı 980 yapıdan oluşmakta. Meşhur “Son İmparator” filminin özel izinle çekildiği tören alanı yani Yüce Uyum Meydanı ve Konağı çok güzeldi. Harem kısmında Cennet Saflığı ve Dünyevi Huzur diye adlandırılmış sarayları geziyorsunuz. İmparatorun haremde 70, ülkenin muhtelif yerlerinde de 3000 cariyesi sarayda hadım edilmiş 10.000 erkek hizmetkarı varmış. Çin’de eskiden küçük ayaklı kadınların daha çekici göründüğüne inanılırmış. Bu sebepten küçük yaşta kız çocuklarının ayak kemiklerini kırarak çok ufak boyutta ayakkabılara sokmak ve ayak büyümesini engellemek amacıyla yapılan bu uygulamaya lotus ayak geleneği deniyormuş. Haremden imparatorluk bahçesine geçiliyor ve tur bitiyor.
Buradan Pekin’in incisi denen Yazlık Saray. Burası Çin imparatorlarının yazlık sarayı olup Tiananmen meydanının bile yedi katı büyüklüğe sahip . Alan 2,9 km²'lik bir alanı kaplamaktadır ve dörtte üçü sudur. Yazlık Saray, yaklaşık 60 metre yüksekliğindeki Longevity Hill (uzun ömür dağı), Kunming yapay Gölü ve saraylar olmak üzere üç bölüme ayrılıyor. 728 metre uzunluğundaki tamamı resimlerle kaplı bir koridor dünyanın en uzun klasik Çin koridorudur. Kraliçe sıcaktan ve soğuktan etkilenmeden bu koridorun ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış bölümlerin de yürürmüş. Qing hanedanı döneminin güçlü imparatoriçesi Zi Xi, deniz kuvvetleri bütçesini kullanarak sarayın bir bölümünü kendisi için inşa ettirmiştir. Yaşlı imparatoriçe Zi Xi her yıl nisan ve ekim ayları arasında burada dinlenirdi. Bu saray aynı zamanda 1903 yılında Çin’de ilk elektrikli lambanın kullanıldığı yerdir.
Size hemen iskelenin diğer tarafında kıyıda bulunan ve beyaz mermerden inşa edilmiş bir küçük gemiden bahsetmek istiyorum. Üst bölümü ahşap işlemeli mermer gemi ilk defa 1755 yılında inşa edilmiş. Sarayda batı tarzında inşa edilmiş tek eser. 36 metre uzunluğunda, iki katlı ve sekiz metre yüksekliğinde. İmparatoriçe’nin burada çay içerken gölün ve doğal güzelliklerin keyfini sürdüğü yazıyormuş tarih kitaplarında.
Pekin’deki ikinci günümüz ve Çin’e gelmenin en büyük sebeplerinden biri olan Çin Seddi. Seddin olduğu bölgeye teleferikle çıkılıyor. Yapımı 2000 yıl süren dünyanın en uzun savunma duvarının yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 8.852 kilometre. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 2.500 kilometrelik set. Bir diğer arkeolojik araştırmaya göre tüm kollarıyla birlikte toplam 21.196 km uzunluğa sahip. Ülkenin sınırlarını başta Büyük Hun İmparatorluğu olmak üzere kuzeyden Çin'e karşı "Moğol" ve "Türk" boylarının saldırısına karşı savunmak için yapılmış. Çin seddinin tamamı tuğlalardan oluşmuyor. Bazı yerleri çok zayıf, kuvvetsiz maddelerden yapılmış ve bu duvarlar çok kısa. Genellikle duvarın yüksekliği 4-6 m. taban 7 m. ve üst ise 6 m. civarında yani yukarı çıkarken içeri doğru meyilli. 200 m. de bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 km.de bir fener kulesi bulunuyor. Çin Seddi ayrıca Dünya'nın en uzun mezarlığı olarak da bilinir. Çünkü iddialara göre yapımı sırasında ölen 400.000 işçinin duvarın içine gömüldüğü düşünülmektedir. Burayı görmüş olmak hayattaki mühim deneyimlerden biri gerçekten.
Öğleden sonra Ming İmparatorlarının gömüldüğü toprak üstünde ve yeraltında ki türbelerinden birini ziyaret. İlk mezarın yapımına 1409 yılında imparator Zhu Di tarafından başlanmış. İmparatorlar ölümden sonra başka bir hayat olduğuna inanıyorlarmış o nedenle aynı hayatın orada da devam etmesi istediklerinden mezarlarını saray gibi yaptırıp kullandıkları eşyalarla beraber gömülmüşler. Ming hanedanının 13 üyesi Changping şehri çevresindeki mezarlara gömülmüş ancak birçok bina yaşları nedeniyle bakımsız durumda. Kalıntıların ve ziyaretçilerin güvenliğinin korunması için şu anda yalnızca onarılan mezarlar halka açıktır: Chang Ling, Ding Ling ve Zhao Ling. Biz sadece Dingling Mezarı ve yeraltı sarayını gezdik. 13. imparator Zhu Yijun ve iki imparatoriçesine ait olan mezarlar yerin 27 metre altında. Tarihi belgeler, mezarın toplam maliyetinin şaşırtıcı bir şekilde 8 milyon tael (300 ton) gümüşe ulaştığını ve bunun da hükümetin iki yıllık vergi gelirinin tamamına eşdeğer olduğunu ortaya koyuyor. Oradan Çin tıbbı ile ilgili bir hastaneye gidildi. Burada doktorlar bilekten nabzınızı tutarak olası hastalıklarınızı söylüyor ve ilaç öneriyorlar. Ama bana ilaç satmak için tezgah gibi geldi. Akşam Pekin sokaklarında sosyal hayatı ve açıkta satılan yemekleri gördük ama yemeğe cesaret edemedik.
Son günümüzde sabahtan Mao’nun mozolesini ziyaret. İçeriye çanta sokmadıkları için mezarı nöbetleşe gördük. Fotoğraf ve kamera da yasak. Ölümünün hemen ardından onun için bu mozole inşa edilmiş ve yakılmak istemesine rağmen Mao mumyalanarak kristal bir kafesin için yerleştirilmiş. Sadece başı gözüküyor gövdesi üzerine kırmızı bir örtü örtülmüş. Sonra Çin Ulusal Müzesi ancak bütün salonları açık değildi. Yaklaşık 200.000 m2 olan beş katlı müzenin 48 sergi salonu var ve hepsini ziyaret etmek en az bir gün sürüyor. Oradan Lama Tapınağı. Barış ve Uyum Sarayı olarak da bilinen Lama Tapınağı, şu an Tibet Budizmi için kullanılan bir tapınak ve dünyadaki en büyük manastırlarından birisi. 1694'te kurulan Lama Tapınağı, ilk zamanlarda Çin'in son hanedanı olan Qing Hanedanı'nın 3. imparatoru Yongzheng'in tahta çıkmadan önce oturduğu saraymış. Yongzheng, imparator olup, Yasak Kent'e girdikten üç yıl sonra, burası tapınak olarak kullanılmaya başlanmış. İmparatorluk geleneklerine göre, imparatorun yaşadığı yerde onun ardından başkası oturamazmış. İçinde büyük Buda kulesi diye bir oda var burada Guinness rekorlar kitabına girmiş 26 metre yüksekliğinde tek parça beyaz sandal ağacından bir Buda heykeli var. Kafası tavana değiyor. Sonrada Çin’in simgesi Panda’ları görmek için Pekin Hayvanat Bahçesi. Bahçe çok büyük olduğundan sadece Dev Panda’ların olduğu yerler gezildi. Çok sevimliydiler. Yetişkin pandalar yaklaşık 1,5 m boyunda ve 115 kg ağırlığında olabiliyorlar. Etçil sayılmasına rağmen, günlük besini sadece bambudan oluştuğu için aslında bir otçuldur. Bununla birlikte selülozu sindirmek için gereken enzimlere sahip değillerdir. Böylece bambunun tüketiminden, az miktarda enerji ve az miktarda protein alırlar. Dev panda bir günde 12-14 saatini beslenmeye ayırır ve 12 ila 38 kg kadar bambu filizi ve yaprağı yer. Pandaların dopdolu sindirim sistemlerini korumaları son derece önemlidir. Çin’de doğal ortamda yaşayan pandaların sayıları sadece 1000 civarındadır. Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit etmektedir.
Oradan bu turun son ziyaret yeri Cennet Tapınağı. Burası Orta Çağ'dan kalma dini yapılar kompleksi. Bir Taocu tapınağı olarak inşa edilmiş olup Ming ve Qing hanedanı imparatorları tarafından tüm dini ritüeller ve ayinler için ziyaret edilirmiş. Cennet Tapınağı 1420 yılındaki inanca göre gökyüzü yuvarlak, dünya düz yani dünya'nın kare, cennetin ise daire şeklinde olduğu inancına göre, zemin kısmı kare, üst kısımları da daire şeklinde inşa edilmiş. Ülkenin en büyük ve en geniş tapınağı olarak bilinen Cennet Tapınağı, 3 Km2 büyüklüğündeki Gongyuan Parkı'nın merkezinde yer alıyor. Kompleks ibadet, riyazet (perhiz) sarayı ve kurban sunma alanı olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. İmparatorun burada bereketli hasat için tanrı ile konuştuğuna inanılıyor. Buradan Çin emaye işçiliği ve satış yerlerini görebileceğimiz bir atölye ve dükkana oradan da son yemek yiyeceğimiz restorana gidildi. Bu restoranda çinin diğer etnik gruplarına ait kıyafetlerle servis ve etnik danslar yapılıyor. Buradan da havalimanına gidip İstanbul’a döndük.
Bu seyahatle ilgili söyleyeceğim son sözler ise şöyle; her yerin hem fotoğrafını hem de videosunu çekmeye çalıştığımdan ve buraya sadece kendi fotoğraflarımı koymak istediğimden fotoğrafı olmayan yerler var oralarda video çekmişim. Bu seyahat boyunca rehber bizim yiyeceğimiz yemekleri Türk damak tadına göre organize ettiğinden ben Çin mutfağının zenginliğini diğer Çin seyahatlerimde daha çok anladım. Tabii bu zenginlikte midemin kaldıramadığı menülerde olmadı değil. Yemeklerin sürekli yuvarlak, üstünde camdan döner tablası olan masalarda yendiğini ve herkesin bu döner tabladan çubuklarla yiyeceğini kendi küçük tabağına aldığını, yemek esnasında sürekli yeşil çay servisi yapıldığını unutmadan yazayım. Birde Nanjing’den itibaren bizim grup, Çin’li sivil istihbarat elemanları tarafından son uçağa binişimize kadar takip edildi. Bunun sebebini de hiçbir zaman anlayamadım. Çin’deki etnik Türk ve müslüman gruplar nedeniyle sanıyorum. Böylece bir başka seyahatin sonuna geldik.
Ömer Suha Topalak
Comments